Muhalefet Partisi Sözcüsü, ülkenin ekonomik durumuna dair açıklamalarda bulundu ve asgari ücretin yetersizliğini vurguladı. Temmuz ayında yapılacak zammın ardından, 2025 yılının ilk yarısında asgari ücretin 30.000 TL olması gerektiğini belirtti. Bu açıklamalar, partinin Merkez Yönetim Kurulu toplantısının ardından yapılan basın açıklaması sırasında yapıldı. Toplantıda, ülkenin çeşitli sorunları ve siyasi gündemi ele alındı.

Basın Özgürlüğüne Saldırı

Sözcü, son dönemde yaşanan bazı gelişmeleri de eleştirdi. Medya mensuplarına yönelik soruşturmaları, basın ve ifade özgürlüğüne bir saldırı olarak nitelendirerek, bu durumun halkın haber alma hakkını ihlal ettiğini söyledi. Adalet Bakanlığı'ndan mahkemelere yönelik müdahalelerin yapıldığını iddia etti. Özellikle belirli davalardaki açıklamaların, yargı bağımsızlığını tehdit ettiğini ve hakimler üzerinde baskı oluşturduğunu belirtti. Bu durumun, yargı sistemine olan güveni zedelediğini ve adil yargılanma hakkını engellediğini vurguladı. Sözcü ayrıca, muhalefet liderine yönelik açılan davalara da değinerek, bu durumun siyasi bir baskı aracı olarak kullanıldığını savundu.

Yerel Yönetimlere Baskı

Sözcü, belirli bir ilçe seçiminin kaybedilmesinin ardından, muhalif yerel yönetimlere yönelik baskıların arttığını belirtti. Bu baskının, hukuksuz uygulamalar ve siyasi engellemeler yoluyla gerçekleştiğini iddia etti. İçişleri Bakanı'nın, muhalefet milletvekillerinin bir belediyeye girmesini engellediğini ve milletvekillerinin protestosuna tahammül edemediğini söyledi. Bu durumun, demokratik hakların çiğnenmesi anlamına geldiğini vurguladı. Ayrıca, Ankara ve İstanbul'daki bazı etkinliklerle ilgili soruşturmaların da siyasi bir hedef taşıdığını ve muhalif belediyeleri yıpratmayı amaçladığını ifade etti. Bu olayların, demokratik hakların kısıtlanması ve muhalefete yönelik baskıların bir parçası olduğunu savundu. Sözcü, bu tür baskı ve engellemelere boyun eğmeyeceklerini ve hukuki mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.

Öğretmenlere Yapılan Haksızlıklar

Muhalefet sözcüsü, Milli Eğitim Bakanı'nın laiklikle ilgili açıklamalarına ve muhalefeti eleştirmesine tepki gösterdi. Bakanın, eğitim sistemindeki sorunlara çözüm üretmek yerine siyasi tartışmalara odaklandığını belirtti. Öğretmen atamaları, okulların fiziki koşulları, beslenme sorunları gibi konulara değinen sözcü, öğretmenlerin yaşadığı mağduriyetlere dikkat çekti. Mülakat sisteminin kaldırılması ve öğretmenlere yapılan haksızlıkların giderilmesi çağrısında bulundu. Muhalefetin, mülakat mağduru öğretmenlerin yanında olduğunu ve haklarını sonuna kadar savunacağını ifade etti. Partisinin iktidara gelmesi durumunda, mülakat sistemini kaldıracağını sözünü verdi. Ayrıca, bebek ölümleriyle sonuçlanan bir sağlık skandalına değinen sözcü, ilgili bakanın sorumluluk almaktan kaçındığını ve skandalı örtbas etmeye çalıştığını belirtti. Bu konunun takipçisi olacaklarını ve sorumluların hesap vermesi gerektiğini vurguladı.


Ayrıca, TSK içinde bazı askerlerin disiplin kuruluna sevk edilmesine ilişkin de açıklama yapan sözcü, bu durumun, ordu içindeki Atatürkçü değerleri hedef alan bir girişim olduğunu ve askerlerin ihraç taleplerinin geri çekilmesi gerektiğini belirtti.