ABD'de göreve gelmeye hazırlanan eski Başkan, kampanya sürecinde "savaşları bitireceğim" vaadinde bulunmuş, ancak somut bir plan sunmamıştı. Bu durum, özellikle Ukrayna ve Suriye’deki gelişmeler bağlamında belirsizlik yaratıyor ve Ankara'da farklı senaryoların tartışılmasına neden oluyor. Ankara, yeni yönetimin özellikle Rusya ve İsrail politikaları konusunda nasıl bir yol izleyeceğini kestiremiyor. Yeni kabinedeki isimlerin İsrail yanlısı ve Filistin karşıtı duruşları da bu belirsizliği artırıyor. Türkiye, yeni yönetimin Gazze'deki krize ve İran'a yaklaşımını da yakından izliyor. Son açıklamalar, Türkiye'nin yeni ABD yönetiminin politikalarını dikkatlice incelediğini ve ihtiyatlı bir yaklaşım sergilediğini gösteriyor.

Yeni Yönetimden Beklentiler ve Belirsizlikler

Başkent kulislerinde, yeni yönetimin öncelikle iç politikaya, özellikle göçmen sorununa odaklanması bekleniyor. Uluslararası krizlere yönelik ise “bekle-gör” politikası izlenebileceği tahmin ediliyor. Ancak, eski Başkanın ilk dönemdeki adımları göz önünde bulundurulduğunda, özellikle Rusya-Ukrayna savaşı konusunda daha aktif bir rol üstlenebileceği düşünülüyor. Ankara, eski Başkanın bu konuda nasıl bir plan sunacağını merakla bekliyor. Yeni yönetimin, İsrail-Filistin çatışması ve Suriye'deki konumuna ilişkin belirsizlikleri de, Türkiye'nin yeni yönetime yönelik beklentilerini şekillendiriyor. Bu belirsizlik, Türkiye'nin yeni yönetimle ilişkilerinin nasıl şekilleneceği konusunda da soru işaretleri doğuruyor. Yeni kabinedeki isimlerin çoğunluğunun Rusya karşıtı ve İsrail yanlısı olması, Ankara'da endişelere neden oluyor. Bu durum, Suriye'de varlığını sürdüren ABD askerlerinin geleceğini ve YPG ile işbirliğinin geleceğini de belirsizleştiriyor.

Suriye Politikası ve YPG Sorunu

Türkiye, ABD'nin Suriye'deki askeri varlığını sonlandıracağı konusunda tereddütlü. ABD'nin YPG ile işbirliği, Ankara ile Washington arasındaki en önemli sorunlardan biri. Türkiye, YPG'yi terör örgütü olarak tanımlıyor ve Suriye'nin kuzeyindeki özerk yönetim girişimini reddediyor. Yeni yönetimin, IŞİD ile mücadele ve İsrail güvenliği gibi konuları nasıl ele alacağı, Suriye politikasını belirleyen temel faktörler olacak. ABD'nin Suriye'de bulundurduğu asker sayısının az olmasına rağmen, İran ve İran destekli gruplara karşı operasyonlarda açık hedef haline gelmesi sorun teşkil ediyor. Eski Başkanın ilk döneminde aldığı çekilme kararının uygulanmaması da, yeni yönetimin kararlılığını sorgulamayı beraberinde getiriyor. Ankara, Washington'un Türkiye'nin bu konudaki ciddiyetini anladığını ve mevcut durumun sürdürülemez olduğunu fark ettiğini düşünüyor.

İsrail-Hamas Savaşı ve Bölgesel Etkiler

İsrail-Hamas savaşı sonrasında Gazze'nin durumu ve ABD'nin İsrail'e vereceği desteğin seviyesi belirsizliğini koruyor. Eski Başkanın "savaşları bitireceğim" açıklamasının, kabinedeki İsrail yanlısı isimlerin varlığıyla çeliştiği belirtiliyor. Bu durum, yeni yönetimin bölgesel çatışmalara yaklaşımını belirsiz kılıyor. Ankara, ABD'nin savaşı durdurup durduramayacağını veya yaygınlaşmasına destek verip vermeyeceğini kestiremiyor. Yeni yönetimin bölgesel dengeler üzerindeki etkisi ve Türkiye ile olan ilişkilerinin geleceği, Ankara'nın dikkatle takip ettiği konular arasında yer alıyor. Ankara, yeni yönetimin bölgeye yönelik politikalarının, Türkiye'nin bölgesel güvenlik stratejileri üzerinde doğrudan etkisi olacağını düşünüyor. Ankara, ABD'nin tutumu ne olursa olsun, bölgesel istikrarı sağlamak için kendi çabalarını sürdürmeye kararlı görünüyor.