Belediyelerin Kreş Hizmetlerine Engel
Bir Grup Başkanı, belediyelerin sunduğu kreş hizmetlerine yönelik iktidarın yaklaşımını sert bir dille eleştirdi. Yetkililer, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2007 tarihli bir Anayasa Mahkemesi kararına atıfta bulunarak, belediyelerin okul öncesi eğitim faaliyetlerine izinsiz olarak devam ettiğini savunuyor. Ancak, eleştirilerin odağında, bu kararın 17 yıl sonra gündeme getirilmesi ve özellikle muhalif belediyelerin hizmetlerinin engellenmesi amacı yatıyor. Grup Başkanı, iktidarın, muhalefet belediyelerinin popülerliğini azaltmayı ve kendi başarısızlığını örtbas etmeyi amaçladığını iddia ediyor. Bu durumun, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerdeki kreşleri doğrudan etkilediği ve binlerce ailenin çocuklarının eğitim ve bakımını olumsuz etkilediği belirtiliyor.
AYM Kararı ve Kreşler
Anayasa Mahkemesi'nin 2007 tarihli kararı, belediyelerin anaokulu ve anasınıfı açmasını yasaklıyor. Ancak, 0-3 yaş çocukları kapsayan kreşler için böyle bir kısıtlama bulunmuyor. Kreşler, okul öncesi eğitim müfredatı yerine, çocuk bakım hizmeti sunuyor. Eleştirilere göre, Milli Eğitim Bakanlığı, eğer bir eksiklik tespit etmişse, ilgili belediyeye bildirimde bulunmalı ve eksikliklerin giderilmesini talep etmeliydi. Ancak, bakanlığın, tüm Türkiye'ye genelge göndererek konuyu siyasi bir tartışmaya çekmesi, eleştirilerin temelini oluşturuyor. Milli Eğitim Bakanı'nın açıklamaları da kafa karışıklığına yol açıyor. Bakan, gönderilen yazının kreşlerle ilgisi olmadığını ve kreşlerin zaten bakanlığın yetki alanında bulunmadığını belirtiyor. Ancak bu durum, bakanlığın tutarsız bir yaklaşım sergilediğini gösteriyor. Bazı AK Partili belediyelerin de kreş hizmeti vermesi de iktidarın tutumunun çelişkili olduğunu gösteren bir örnek.
Siyasi Hesaplaşma mı, Vatandaşın İhtiyacı mı?
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi muhalif belediye başkanlarının yönetimindeki şehirlerde yürütülen kreş hizmetlerine yönelik engelleme girişimleri, siyasi bir hesaplaşma olarak yorumlanıyor. Grup Başkanı, iktidarın, halkın teveccühünü kazanan bu hizmetleri kıskançlıkla engellemeye çalıştığını ve "bana yar olmayan kimseye yar olmasın" mantığıyla hareket ettiğini savunuyor. Bahçelievler Belediyesi gibi AK Partili belediyelerin de kreşleri bulunması, iktidarın tutumunun ne kadar tutarsız olduğunu ortaya koyuyor. Hakan Bahadır gibi AK Partili belediye başkanlarının bile Milli Eğitim Bakanlığı'nın tutumunu anlamadığı belirtiliyor. Murat Kurum gibi bazı yetkililerin geçmişteki açıklamalarıyla şimdiki uygulamaları arasındaki çelişki de vurgulanıyor. Sonuç olarak, iktidarın bu yaklaşımıyla, ihtiyaç sahibi aileler ve çocukları mağdur ediliyor ve Türkiye'nin geleceği tehlikeye atılıyor. Bu durumun, siyasi çıkarlar uğruna vatandaşların temel haklarının hiçe sayılması anlamına geldiği belirtiliyor.