HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen 'Hukuki, Ekonomik ve Sosyal Boyutuyla Asgari Ücret' sempozyumunda önemli açıklamalarda bulundu. Arslan, mevcut asgari ücret tespit komisyonunun, Türkiye gerçeklerini ve emekçilerin taleplerini yeterince yansıtmadığını, dolayısıyla arzu edilen asgari ücret seviyesinin belirlenmesine imkan tanımadığını belirtti. Komisyonun 1970’li yıllara ait mevzuata dayalı olarak oluşturulduğunu ve günümüzün ihtiyaçlarını karşılayamadığını vurguladı. Bu durumun, asgari ücretin istisnai bir ücret olmaktan çıkıp, toplumun geniş kesimini etkileyen bir geçim ücreti haline gelmesiyle daha da önemli hale geldiğini ifade etti. Arslan, asgari ücretli çalışanların toplam çalışanlara oranının yaklaşık %50'ye ulaştığını ve bu durumun Türkiye'nin en büyük toplu iş sözleşmesi niteliğinde olduğunu dile getirdi. Bu nedenle, komisyonun yapısının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savundu.
Asgari Ücret Komisyonunun Yapısal Eksikleri
Arslan, komisyonun dar kapsamlı yapısının Türkiye'yi temsil etmediğini ve endüstri ilişkileri sistemine uygun olmadığını söyledi. Daha geniş katılımlı, çoğulcu ve demokratik bir yapının oluşturulması gerektiğini, çalışanların daha etkin bir şekilde temsil edilmesini sağlayan yeni bir komisyona ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Avrupa Birliği ülkelerinde asgari ücret istisnai bir ücret olarak ele alınırken, Türkiye'de durumun farklı olduğunu, asgari ücret konusunun daha geniş kitleleri ilgilendirdiği için çözüm bulunması gerektiğini vurguladı. ILO’nun 131 sayılı sözleşmesinde, asgari ücret belirlenirken işçilerin ve ailelerinin ihtiyaçlarının dikkate alınması gerektiği belirtilmesine rağmen, Türkiye'nin bu sözleşmeyi imzalamadığını hatırlattı. Bağımsız danışmanların görüşlerinin de dikkate alınması gerektiğini, aile yükümlülüklerinin de hesaplanarak asgari ücretin belirlenmesi gerektiğini ifade etti.
Emekçilerin Temsili Sorunu
Arslan, 2024 asgari ücret tespit sürecinde yaşanan sorunları ve işçi kesiminin temsilindeki eksiklikleri eleştirdi. Bir işçi sendikasının 2025 yılından itibaren komisyona katılmayacağını açıklamasının, mevcut komisyonun sürdürülebilirliğinin sorgulamasına neden olduğunu belirtti. Bu durumun, 2025 ve 2026 yılları için asgari ücret tespitinin nasıl yapılacağı sorusunu gündeme getirdiğini ve komisyonun yapısının yeniden ele alınması gerektiğini vurguladı. Mahmut Arslan, mevcut komisyonun Türkiye gerçeklerini ve emekçilerin taleplerini karşılamadığını ve arzu edilen asgari ücret seviyesinin belirlenmesine olanak tanımadığını tekrarlayarak sözlerini tamamladı. Bu konuda Türk-İş ile işbirliği içinde olduklarını ancak mevcut sistemin yetersizliğini açıkça dile getirdi. Maliye Bakanlığı ve TÜİK'in verilerinin gerçek durumu yansıtmadığını da iddia etti.
Asgari Ücretin Sürdürülebilirliği
HAK-İŞ'in asgari ücret konusundaki hassasiyetini vurgulayan Arslan, mevcut komisyon yapısının sürdürülebilir olmadığını ve asgari ücretin belirlenmesinde yeni bir yaklaşımın gerekliliğini dile getirdi. Çalışanların temsilinin güçlendirilmesi ve komisyonun daha kapsayıcı hale getirilmesi gerektiğini vurgulayarak, asgari ücretin belirlenmesinde kullanılan verilerin ve yöntemlerin iyileştirilmesi gerektiğini belirtti. Bu konudaki görüş ayrılıklarına rağmen asgari ücretin Türkiye ekonomisi ve emekçiler için hayati bir önem taşıdığını ve sürdürülebilir bir sistemin oluşturulması gerektiğini vurguladı. İşçi temsilinin zayıflığı nedeniyle, asgari ücretin gerçek ihtiyaçları karşılamaktan uzak kaldığını ve bu durumun düzeltilmesi için acil adımlar atılması gerektiğini savundu.