Ankara'da Ankara Tabip Odası (ATO) ve 14 sağlık meslek örgütü, yeni Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği'ne karşı İl Sağlık Müdürlüğü önünde eylem düzenledi. Eylemde, yönetmeliğin getirdiği haksızlıklar ve hukuksuzluklar protesto edildi. Sağlık çalışanları, mesleki onurlarının hiçe sayıldığını ve belirsizlik içinde çalışmak zorunda bırakıldıklarını dile getirdiler. Eylemde, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Ankara Aile Hekimleri Derneği (ANKAHED), Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF) ve Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (DEV SAĞLIK-İŞ) gibi önemli örgütler yer aldı.
Aile Sağlığı Çalışanlarının Hak İhlalleri
Ortak basın açıklamasını Canan Şahin (ASEF) okudu. Şahin, Aile Sağlığı çalışanlarının mali kayıplarının en büyük sebebinin, 5258 Sayılı Aile Hekimliği Kanun'unda yer alan Aile Sağlığı Çalışanı Sözleşmeli Tavan Ücreti'nin yetersizliği olduğunu vurguladı. Tavan ücretinin güncellenmesinin şart olduğunu, aksi takdirde emeğin karşılığının alınamayacağını belirtti. Görevlendirmelerde yüzde 25 ibaresinin yüzde 50 olarak iyileştirilmesinin bile, tavan kat sayısı 1.5 kaldığı sürece yeterli olmayacağını, hak kaybına yol açacağını ifade etti. Görev yetki ve sorumlulukları dışında kalan işler için ödenen teşvik ücretlerinin de yetersiz olduğunu, kamuoyuna pozitif olarak yansıtılan aile hekimliği tavan nüfusunun düşürülmesinin de kişi katsayı oranlarının değiştirilmemesi nedeniyle hak kaybına neden olduğunu ekledi.
İş Güvencesi ve Şiddet Sorunu
Açıklamada, entegre aile hekimliği çalışanlarının kendi hak edişlerini eksiksiz alabilmek için gereksiz yere nöbet tutmaya zorlandıkları, nöbet izni kullandırılmadıkları ve nöbet ertesi mesaide çalışmaya zorlandıkları belirtildi. Bunun sonucunda ücret kesintilerine maruz kaldıklarını, aşı tedariki ve lojistik sorunlarının faturasının performans sistemiyle kendilerine kesilmesinin haksız olduğunu ifade ettiler. Sağlıkta şiddet olaylarının önlenmesinde beyaz reformun etkisiz kaldığı, can güvenliklerinin sağlanmadığı ortamlarda çalışmak istemedikleri vurgulandı. İş güvencesizliği içinde çalışmanın kabul edilemez olduğu belirtildi.
Mesleki Onur ve Kölelik Sistemi Benzetmesi
Ebe ve hemşirelerin sistemde yeterince değer görmedikleri, "eleman" veya "çalışan" olarak küçümsendikleri belirtildi. Bakanlığın kendilerini yok saydığı eleştirisi yapıldı. Haksızlığa ve hukuksuzluğa boyun eğmeyecekleri, mesleki onurlarını korumak için mücadeleye devam edecekleri vurgulandı. Görev tanımları dışında kalan ve yapılması mümkün olmayan işlerin faturasının kendilerine kesilmesinin alenen kölelik sistemi kurmak istemek olarak yorumlandığı belirtildi. Sistemin sürdürülemez olduğu ifade edildi.